Toplumsal Yapılar ve Sosyal Sorumluluk Projeleri
Sosyal Sorumluluk Projeleri, ilk başladığı zamanlarda toplumun çok farklı kesimleri tarafından değişik boyutlarda karşımıza çıktı. 1999 yılının sonlarından itibaren ülkemizde gelişmeye başlayan sivil toplum kuruluşları anlayışı ile daha çok sosyal alanda aktif olmaya başlayan dernekler, vakıflar ve kulüpler, proje bazlı ilgilendikleri alanlarda toplum sorunlarını çözmeye çalıştılar. Daha sonra gelişim ve hamle dönemlerine baktığımız zaman 2004’li yıllarını görmek biraz daha doğru olur. Çünkü Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları ve hibelere yönelik proje çalışmaları sosyal sorumluluk projelerinin daha ciddiye alınmasına neden oldu.
Vakıflar ve derneklerin projelerinin bir daha sonraki aşaması, sosyal sorumluluk ile ilgili projelerinde geliştirme yaparak, çeşitli toplum kesimlerinden destek almaya başladılar. Böylece projelere ilgi duyan çocuklar, gençler, yetişkinler, engelliler, yerel yönetimler ve şirketlerin de dikkatini çekmeye başladı. Özellikle bununla birlikte yeni bir yapı da gelişti; ‘Gönüllülük’ kavramı.
Gönüllülük kavramı ile birlikte vakıflar, dernekler ve diğer kurumlar sosyal sorumluluk projelerini yapmak amacıyla eğitimli gönüllüler aramaya başladılar. Toplumun çok farklı kesimleri, sosyal sorumluluk projelerine dahil olarak kendi yetkinliklerini gösterdi ve kendilerini de sağduyulu bir vatandaş olmaya iten bir olguyu ile tanışmamızı sağladı.
Toplumun değişik alanlarına yönelik olarak yapılan sosyal sorumluluk projeleri ile çocuklar, gençler, yetişkinler ve bazen şirket sahipleri hatta CEO’lar bile bir projenin içinde kendilerini bularak, bu konuda örnek çalışmalara ışık tutmuştur. Şirketler için bir stratejik yaklaşım olarak da karşımıza çıkan sosyal sorumluluk projeleri artık, vizyon, misyon ve temel değerler ile etik değerler konusunda da önemli kazanımlar sağladı.
Toplumsal olarak baktığımız zaman, sosyal sorumluluk projelerinin son yıllarda bir başka kazanımı da istihdama yönelik getirdiği kazanımlardır. Vakıf ve derneklerin ayrıca şirketlerin kurulan kurumsal iletişim departmanları yetişmiş uzman kadroyu bu projelerin yönetimine alarak proje bazlı çalışmada olsa bir istihdam kaynağı yarattığı çok şekilde ön plana çıkmıştır. Bu durum proje yaparken ekonomik insan kaynaklarınıda ön plana çıkarmıştır.
Sosyal sorumluluk projelerinin üniversitelerde devreye girmesi ile bilimsel tabanlı araştırma ve eğitim konuları, öğrencilerin derslerinde akademik disiplin haline gelmiştir. Bu işin gençler arasında yaygınlaşması gençlerin bakış açısıyla, projelere farklı değerler kazandıracaktır.
Sosyal sorumluluk Projelerinin; ‘Yaptık bazı şeyleri sınırlı olarak da değiştirdik’. Deyip, geçilmemesi gerekir. Bu projelerin sadece seçilen bir konuda bir şeyi değiştirmediğine, üretime, ekonomiye, insan kaynaklarına, istihdama ,eğitime vb gibi birçok alana da hitap ettiği unutulmamalıdır.
Toplumda yaşayan bireylerin farklı yönlerini açığa çıkaran ve gelişimlerine katkı sağlayan fikirler üzerine daha büyük çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca okullarda sosyal sorumluluk projelerinin uygulamalı dersler haline gelmesi, şirketler de çalışan insanlarında bu çalışmaları belli bir zaman geçirme alanı olarak değil de, daha ciddi ele alarak yaratıcı yeni fikirlerin ortaya çıkmasında katkı sağlayacak ve işinde de kişiye başarıyı da getirecekdir.
Bu amaçlarla sosyal sorumluluk projeleri toplumsal dinamiklerin etkin kullanılmasında önemli bir anahtar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu ilerletmek ve geliştirmek ise, daha çok insana ulaşmak ve medyayolu ile insanlara daha fazla duyurusunu yaparak farkındalık kazandırmak gerekir. Önemli olan herkesin sosyal sorumluluk projelerinde ilgi alanlarına göre yer almasını sağlamaktır.
Sosyal sorumluluk projelerinin bir diğer katkısı da sosyalleşmeyi desteklemesidir.